Barış Bloku, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekillerini hedef alan dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı “Barış için ‘hayır’ oyu ver” kampanyası başlattı.
Telefon, mektup, telgraf, faks, e-posta, sosyal medya gibi araçlarla milletvekillerine “Hayır oyu kullanın” çağrısının yapılacağı kampanyaya ilişkin konuşan Barış Bloku Eş Sözcüsü Çiğdem Özbaş, Meclis’e getirilen Anayasa değişikliği teklifinin HDP’nin Meclis’teki varlığına karşı olduğunun açık göstergesi olduğunu söyledi.
Özbaş, demokratik siyasetin Meclis’ten dışlanmasının barış, müzakere geleceği açısından Meclis’in çözüm merkezi olması şansını tümden yitireceği anlamına geleceğini vurguladı.
Milletvekillerinin iktidara karşı muhalefet etme haklarının elinden alınmaya çalışıldığını belirten Özbaş, tüm bunlardan ötürü bir kampanya başlatma kararı aldıklarını ifade etti.
Özbaş, kurum temsilcilerden oluşacak ortak bir koordinasyonla Meclis’e bir heyet göndereceklerini söyledi, şunları dile getirdi:
“Saray darbesine geçit vermeyelim”
“Son dönem gelişen iktidarın yozlaşma eğilimi ve mutlak iktidar olma çabasında bu teklif kabul edilirse barışın önü kapanacak savaşın önü açılacak. O yüzden biz tüm milletvekillerine barış için hayır oyu vermesi çağrısında bulunduk.
“Daha önce de Meclis’te istemediğimiz savaş girişimlerine karşı ortak kampanyalardan gelen aktivitelerdeniz. Irak’ta savaşa hayır kampanyasını hatırlarsınız. O zaman da bir koordinasyonla birlikte Meclis üzerinde bir basınç oluşturmuştuk ve milletvekillerinin hayır oyu vermesinde önemli bir etki olmuştu.
“Tekrar 1994’ü yaşatmaya kimsenin hakkı yok. O yüzden Meclis’te kalmak için ne yapabiliriz noktasında konsantreyiz. Tek adam diktası, savaş, ölüm, kin, nefret değil çoğulculuk, çeşitlilik, demokrasi ve barış istiyoruz. Vekillerimizi uyaralım.
“Milyonlarca seçmenin iradesini TBMM’ye taşıyan onlarca milletvekilinin cezaevine yollanmasına, TBMM’nin Saray’a bağlı işlevsiz bir kuruma dönüşmesine izin vermeyelim. Kürt sorununun Meclis çatısı altında çözülme yolunun kapatılmasına, barış zemininin yok edilmesine seyirci kalmayalım. Göz göre göre gelen Saray darbesine geçit vermeyelim. Bu amaçla, oy verdiğimiz ya da vermediğimiz her milletvekillinden, Saray’ın değil halkın vekili olmalarını isteyelim.”