Demokrasi ve Barış Konferansı, seçim barajı tartışmalarıyla ilgili Cezayir Toplantı Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, Prof.Dr Gencay Gürsoy, Bircan Yorulmaz’ın konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hubyar Sultan Alevi Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, HDP MYK Üyesi Hatice Altınışık ve HDK Genel Meclis Üyesi Hacer Elçin'in de içinde olduğu çok sayıda kişi katıldı.
‘AKP 12 EYLÜL ÜRÜNÜN DEVAMCISI’
Ortak açıklamayı okuyan Bircan Yorulmaz, seçim sistemlerinin öncelikle 'temsilde adalet' ilkesini ne oranda gözettiği; 'yönetimde istikrarı' ne oranda sağladığı ile değerlendirildiğini belirtti. Yorulmaz, kimi zaman birbirinin aleyhine işleyen bu iki ilke arasında yanlış bir dengenin oluşmasının, yanlış ve adaletsiz bir seçim sistemini de yaratığını vurguladı.
Şu anda Türkiye’de geçerli olan sistemin, 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında yanlış bir dengenin üzerine inşa edildiğini ve bu anti demokratik kurumlaşma ve yasalaşmanın seçim sisteminde hala korunduğunu hatırlatan Yorulmaz, “AKP iktidarı, 12 Eylül darbesinin mirası olan yüzde 10’luk seçim barajını, ‘temsilde adalet’e ve demokrasiye vurduğu darbeye rağmen, sürdürme kararlılığındadır. Hükümet, barajı kendilerinin koymadığı gerekçesinin arkasına sığınsa da, barajı indirme ya da sıfırlama alternatifine olumlu yaklaşmayarak 7 kez olduğu gibi, 2015’de bir kez daha barajın nimetlerinden nasiplenmek istiyor. İktidar partisi ‘temsilde adalet’ kaygısıyla değil, AKP’nin en çok milletvekili çıkarmasının imkanları açısından düşünüyor” dedi.
Demokratik, adil bir seçim sisteminin demokratikleşmenin hayata geçirilmesinde önemli bir adım olduğuna dikkat çeken Yorulmaz, talepleri şöyle sıraladı: “Toplumdaki farklı siyasal görüşler ve partiler TBMM'de güçleri oranında temsil edilmelidir, Seçmen gönlündeki partiye oy verebilmelidir. Bir parti iktidara gelmesin diye, gönlünden bir başka parti geçtiği halde, daha güçlü göründüğü için üçüncü bir partiye oy verme zorunluluğu kalkmalıdır. Türkiye'nin de taraf olduğu Paris Şartı’nı uygulamalıdır, Seçimlerde var olan devlet kayırmasına son verilmelidir. Siyasi partilere devletçe ekonomik yardım yapılmasını öngören adil ve eşit olmayan düzenlemeler kaldırılmalıdır.”
SEÇİM BARAJI ‘MİLLİ İRADE GASPIDIR’
Açıklamanın konuşan Prof. Dr. Gençay Gürsoy ise, seçim barajını gündeme aldıklarında Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir gündemi olmadığını söyledi. Seçim barajını ‘milli iradenin gaspı’ olarak değerlendiren Gürsoy, 12 Eylül ruhunun bugün AKP iktidarı tarafından yaşatıldığına dikkat çekti.
Gürsoy, "Bu süreç 12 yıldır uygulanmaya devam ediyor. Bunun değiştirilmesi siyasi iktidarın can damarına dokunan bir hale geldi. Hiçbir şekilde bunun değişmesini göze alamıyor. Başkanlık sistemine geçiş için parlamenter çoğunluk elde etme niyeti her şeyin önüne geçti. Ancak biz artık Türkiye'nin bu cenderenin çerçevesini kırması için işi halka, toplumsal muhalefete havale etmeye çalışacağız" diye konuştu.
BARAJ BİR TEK TÜRKİYE VE ŞEYSEL’DE VAR
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da Türkiye’deki seçim sistemi üzerine bir sunum yaptı. Yıllardır seçim barajının kaldırılması için mücadele ettiklerini de sözlerine ekleyen Kaboğlu, seçim barajının Türkiye demokrasinin önünde büyük bir engel olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi'nin 1995 yılında yüzde 10 barajının kaldırılmaması yönünde verdiği kararın dönemin koşullarına göre verildiği değerlendirmesini yaptı. "Ancak dönem değişti" diyen Kaboğlu, Yüzde 10 barajının Türkiye ve Şeysel Adaları dışında herhangi bir yerde mevcut olmadığına dikkat çekerek, “İsveç'te yüzde 5'i geçmiyor. Ayrıca orada ilgili seçim bölgesinde belirli bir oy oranını alan parti milletvekili çıkartabiliyor. Mevcut olan baraj bile bizdeki gibi uygulanmıyor" diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin "Baraj Avrupa standartlarının üzerindedir. Ancak düzenleme ulusal makamlara aittir" şeklindeki kararını hatırlatan Prof. Dr. Kaboğlu şöyle devam etti: "Avrupa sözleşmelerine gitmeden diyeceğim, Anayasa'nın 13. maddesine açıkça aykırıdır. İkinci aykırılık hafta boyunca tanık olduğumuz açıklamalar Anayasa'nın yetkilerine aykırıdır."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu toplantıda yaptığı konuşmada, "Umuyorum ki, Anayasa Mahkemesi sadece ihlal tespiti yapmaz, bir adım daha ileriye girerek, yasayı iptal eder. Bu iş hiçbir zaman Anayasa'ya aykırı da olmaz. Demokrasinin gereği olur" dedi.
HDP Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü de, barajın yanı sıra seçim yasasının diğer esaslarının da tartışılması gerektiğini altını çizerek, "Bu engellerin kaldırılması aklın ve çok dillerinden düşürmedikleri erdemin gereğidir" dedi.
AKP’Yİ PANİK SARDI
AKP barajın düşürülmesi talebinin gündeme gelmesiyle birlikte büyük bir panik içine girdiğini hatırlatan Kürkçü, “Neredeyse darbeci ilan edileceğiz” diyerek özetledi.“ Ben Anayasa Mahkemesi'ne kalmadan meclisin bu sorunu çözmesini isterdim” diyen Kürkçü, “Ancak durumun hiç de buna işaret etmiyor. Meclis'te oluşlarını baraja bağlı olduğunu, Diyarbakır'daki 4 sandalyeyi çaldıklarını bilen AKP'deki Kürt milletvekillerinin, yüzde 10 barajına karşı çıkarak koltukların teslim etmeleri onların fıtratında yok” dedi.
Kürkçü, bütün oyların eşit olduğu bir seçim düzeni istemek ve parlamentoya yansıması önünde herhangi bir engelin olmamasını istemek gerektiğini altını çizdi.
Seçimlere HDP olarak gireceklerini hatırlatan Kürkçü, "Barajın üstünü aşarak parlamentoya gireceğiz. Ancak bu bir risktir. Parlamentoya girmeme riski de var. Ancak HDP'siz bir parlamentonun nasıl olacağını onlar düşünsün. HDP olmadan çözüm sürecini nasıl yürüteceklerini düşünsünler" dedi.
BARAJDAN YANA OLANLAR HIRSIZLIĞININ DEVAMINDAN YANA OLANLARDIR
ÖDP Eş Başkanı Alper Taş ise son derece açık bir hak ihlali olan seçim barajı için mahkeme kararına bile gerek olmadığını vurguladı. “Yüzde 10 seçim barajından yana olanlar bu hırsızlığın devamından yana olduğu ortadadır” diyen Taş, 1965'deki demokratik seçim sistemini, milli bakiye seçim sistemini istiyoruz. Seçim barajının kaldırılması da yetmez. Siyasi Partiler Yasası'nın da değişmesi gerekir" dedi.
KESK Eş Başkanı Şaziye Köse, DİSK adına Celal Ovat, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, TTB Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz ve Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, barajsız bir seçim çalışmasının içinde yer alacaklarını belirtti.