Rojava’da IŞİD karşı savaşırken 21 Eylül’de yaşamını yitiren ve cenazesi 59 gün sonra Türkiye’ye getirilebilen Aziz Güler’in cenazesi Gazi Mahallesi’ne getirildi.
Güler’in cenazesi Bakanlar Kurulu gerekçe gösterilerek izin verilmediği için 59 gündür Serêkaniyê Roj Hastanesi morgunda bekletiliyordu.
Urfa’dan uçakla yola çıkarılan cenaze saat 23.00 sularında Gazi Mahallesi’ne getirildi.
Aziz Güler’in cenazesinin taşıyan araç alkışlar ve sloganlarla karşılandı.
Cemevine getirilen Güler’in cenazesi, 22 Kasım Pazar günü saat 13.00’te Şair Abay Konanbay Lisesi önünde toplanılarak yapılacak yürüyüşün ardından Gazi Mezarlığı’nda uğurlanacak.
Güler için Gazi Mahallesi’nde taziye çadırı kuruldu.
Aziz Güler’in ağabeyi Ersin Umut Güler Twitter hesabından, Güler’in cenazesinin 22 Kasım Pazar günü Gazi Cemevi’nde yapılacak töreninin ardından Gazi Mezarlığı’nda toprağa verileceğini yazdı.
Ne olmuştu?
Rojava’da IŞİD karşı savaşırken 21 Eylül’de yaşamını yitiren Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) savaşçısı Aziz Güler’in cenazesi, Bakanlar Kurulu kararı gerekçesi ile ailesine teslim edilmiyor.
Arife günü Suruç’a giden baba Mehmet Güler ve ağabey Ersin Umut Güler, cenazelerini almak için Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan ile birlikte Suruç Kaymakamlığı’na müracaat etmiş, ancak kendilerine gösterilmeyen bu yönde bir Bakanlar Kurulu kararı olduğu gerekçesiyle cenazeleri teslim edilmemişti.
Bunun üzerine Suruç’a giden ve cenazeleri verilmeyen 16 YPG’linin ailesi ile birlikte Kobani’ye geçen aile, bayramı cenazenin tutulduğu Serêkaniyê kentinde geçirmişti.
Güler’in ailesi “Hiçbir yasa, karar, yönetmelik insanlık değerlerinin üstünde olamaz” diyerek Aziz’in naaşının verilmesi için bir mesaj yayımlamış, cenazenin verilmesi için change.org’da da bir imza kampanyası başlatılmıştı.
Güler’in cenazesinin verilmesi için Suruç Kaymakamlığı’na yapılan ikinci başvuru da reddedilmişti.
Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuran ailenin talebi reddedilmişti. Mahkeme, reddini ailenin maddi ve manevi bütünlüğünü sarsacak bir tehlikenin bulunmadığı gerekçesine dayandırmıştı.
Güler’in ailesinin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunu da reddedilmesi üzerine aile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) ihtiyati tedbir kararı için başvurmuştu.