Yazılı bir açıklama yapan Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) Türkiye ve Kuzey Kürdistan halklarına baskı ve zorbalığı dayatan AKP iktidarının 7 Haziran 2015 seçimleriyle daha güçlü saldırılara hazırlandığını belirtti.
“Bu güne kadar, işçi ve emekçileri, ezilenleri, gençliği, kadınları, LGBTİ bireyleri, farklı yaşam tarzına sahip her kesimi, gözaltı, işkence ve tutuklamalarla sindirmeye çalışanlar; çocukları sokak ortasında katledenler, Erdoğan’ı Başkanlık yetkileriyle donatıp, Halife ilan ederek, halklarımızı sindirmek istemektedir” denilen AGİF açıklamasında toplum içinde Türkler-Kürtler, Aleviler-Sünniler, Ermeniler, Süryaniler, Çeçenler, Arapları birbirine karşı kışkırtarak, toplumda gerilimin tırmandırıldığı da kaydedildi.
AKP iktidarının toplumsal düşmanlıkları körüklediği, kendi tabanında mağdurları oynadığı, hatta sahte Erdoğan suikasti haberleriyle çatışmaları daha da tırmandığı belirtilen açıklamada şunlara yer verildi: “Her türlü yolsuzluğu yapıp, devlet olanaklarını çalarak, topluma kanıksatan AKP hükümeti, Türk ve Kürt halklarımızın barış özlemlerini kendi kirli emellerine kurban etmektedir.
Her türlü barış düşmanı politika izleyen AKP hükümeti, halklarımızın özlemlerini çıkardıkları yeni güvenlik yasalarıyla ezerek, polis devletini kurumsallaştırmaktadır.
Halklarımız için AKP iktidarı;
Derelerine, sularına sahip çıkıp HES yaptırmayan köylülere, jandarma dipçiği ve işkence demektir.
Hakkını almak için direniş yapan işçiye, polis ve asker işkencesi demektir. İşçilerin 12 Eylül yasalarınca dahi yasal görülen grev haklarının, güvenlik gerekçesiyle iptal edilmesidir.
Maden, inşaat, metal ve tersane iş kollarında iş kazalarının, işçiler için kadere-fıtrata dönüşmesidir.
Hakkını almak için sokağa çıkan Kürt halkının Cizre’de, Roboski’de kanlı katilidir.
Alevi halkımızın zorla Sünnileştirilmesidir, 4+4+4 eğitim sistemiyle gericiliğin, faşizmin kılıcıdır.
İnsanca yaşamak için çalışan, okuyan, özgürce yaşamak isteyen kadının, katliamına ferman çıkaran, erkek egemeni dinci faşist yasaları uygulayandır.
Tecavüzcüleri, tecavüzcü polis ve askerleri koruyup kollayandır. Tecavüz suçlusunu değil, onun mağduru olan çocuk ve kadınları yargılayan, toplumda aşağılatandır. LGBTİ bireylerin her türlü yaşam haklarının gasp edilmesidir.
Suriye’de, Rojava’da, Irak ve Güney Kürdistan’da yaşayan değişik dinden ve milletten halkların katillerine yardım eden, onları destekleyip eğiten, yaralılarını tedavi edenlerdir. Bölgedeki kardeş halklarımızın düşmanıdır.
HDP, halklarımıza, barış içinde eşit ve kardeşçe bir arada yaşama çağrısıdır.
HDP, kadın cinayetlerine dur çağrısıdır.
HDP, 12 Eylül faşist Anayasasının, işçi-emekçi düşmanı yasaların bertaraf edilme çağrısıdır.
HDP, Avrupa’da yaşayan biz Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı işçi ve emekçileri, Türkiye devletinin döviz makinesi gören politikasına dur diyebilme çağrısıdır.
AGİF olarak, Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle Almanya’da yaşayan Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı göçmen halklarımızı umudun sesi soluğu HDP’ye oy vermeye, AKP faşizminden hesap sormaya çağırıyoruz...”