38 KİLO ÖLÇÜLDÜ…
Kandıra Kapalı Cezaevi’nde 18 Şubat tarihinden beri açlık grevinde bulunan bir kadın mahpusun durumuyla ilgili dikkat çekici ifadeler yer aldı. Söz konusu açlık grevindeki kadın bir hafta önce yapılan kontrollerde 38 buçuk kilo olarak ölçüldüğünü, açlık grevi nedeniyle de cezaevi idaresi tarafından kendisine ‘iki ay iletişimden yoksun bırakma’ cezası verildiğini anlattı. Raporda, aynı cezaevinde bulunan beş aydır açlık grevinde olan başka bir kadın mahpus kadının 48 kiloya kadar zayıfladığı belirtildi.
Aynı cezaevinde bulunan bir erkek mahpus ise 16 Aralık 2018 tarihinden beri açlık grevinde. Erkek mahpusun 13 kilo kaybettiği raporda yer alırken söz konusu mahpusun ishal, görme bozukluğu, hareket kısıtlılığı şikayetleri yaşandığı raporda yer aldı. Raporda aynı cezaevinde bulunan başka bir açlık grevi eylemcisi için şu ifadeler yer aldı: “Artık sıvı alamaz hale geldiği, sürekli kusma ve ishal şikayeti olduğu, durumunun çok kritik olduğu…”
BAKIRKÖY KADIN CEZAEVİ’NDE 25 KADIN AÇLIK GREVİNDE
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde toplam 25 siyasi mahpusun açlık grevinde olduğu raporda yer aldı. 16 Aralık tarihinden beri açlık grevinde olan 4 kadın mahpusun aşırı kilo kaybı yaşadığı, bir kadının vücudunda döküntüler başladığı ve birçok mahpusun da artık avukat görüşüne çıkamadıkları raporda öne çıkan ayrıntılar oldu. Gebze Kadın Cezaevi’nde bulunan açlık grevi eylemcisi bir kadının, raporu hazırlayan avukatlarla görüş yaparken infaz koruma memurunun nezaretinde ve kamera kaydı ile görüşme yapmayı kabul etmeyerek görüşme yerinden ayrıldığı da raporda yer aldı.
ESKİ MİLLETVEKİLİ: TECRİT SONA ERDİRİLİNCEYE KADAR GREV SÜRECEK
Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve kendisi de açlık grevinde olan HDP’nin eski bir milletvekilinin de görüşlerine yer verildi. 14 Ocak 2019 tarihinden beri açlık grevinde olan eski milletvekilinin görüşleri raporda şöyle yer aldı: “Seçilmiş milletvekilleri olarak haksızca cezaevinde tutuluyoruz. Bu hukuksuzluk ancak tecrit uygulamasına son verilmesi halinde ortadan kalkacak. İki seçilmiş milletvekili olarak tecrit sona erdirilinceye kadar grevimiz devam edecek…”
‘TARİHİ BİR SORUMLULUK’
Raporun sonuç bölümünde siyasi partilere, medyaya, sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunuldu: “Darbe dönemlerinde bile görülmeyen bir atmosfer oluşmuş, ihlaller ya sessizlikle karşılanır ya da ne yazık ki desteklenir hale gelinmiştir. Hal böyleyken barış talebi ve bir hukuksuzluğun, tecridin sona erdirilmesi talebiyle başlayan eylemlere sessiz kalma devlet ve hükümet yetkilileri için sadece siyasi hata değil, olağan bir hukuk ortamında suç da teşkil etmektedir. Siyasi partilerin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarını, hak, adalet ve demokrasi inancını kaybetmeyen kişi ve grupların bu ağır durumu tersine çevirecek girişimlerde bulunmaları tarihi bir sorumluluktur. Tecrit bir an önce kaldırılması, ceza infaz rejimi hukuki hale getirilmelidir.”
STK’LARDAN ORTAK DEKLARASYON
Aralarında Devrimci Parti, EMEP, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Demokratik Bölgeler Partisi İstanbul, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, KESK İstanbul Şubeler Platformu, SODAP, SYKP’nin bulunduğu çok sayıda siyasi parti, kadın örgütleri ve hak savunucularından açlık grevlerine karşı ‘hukuk işletilsin kimse ölmesin’ deklarasyonu yayınlandı. Söz konusu deklarasyonda hükümet yetkililerine çağrı yapıldı: “Hiçbir şeyin yaşamdan daha kutsal olmadığını düşünen bizler, açlık grevlerinin olası ölüm ve geri dönüşü olmayan sakatlıklar yaşanmadan önce sona erdirilmesi için gerekli insani duyarlılığın gösterilmesini ve demokratik yollarla çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. Biz imzası bulunan kurumlar; geçmişte yaşanan acı tecrübelerin tekrar yaşanmaması için devlete çağrıda bulunuyoruz.” / DHA