2016 yılının ilk 11 ayında Türkiye’nin şiddet rakamları korkunç. Ocak ayından kasım ayına kadar erkekler en az 236 kadın öldürdü, 71 kadına tecavüz etti, 104 kadını taciz etti, 368 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 282 kadına ise şiddet uyguladı. Öldürülen kadınların büyük bölümü ayrılmak/boşanmak istedikleri sevgilileri/eşleri tarafından öldürüldü. Yine kadınlara tecavüz edenler büyük oranda kadınların kocaları/sevgilileri oldu.
18 yaşın altındaki çocuklar en çok birinci ve ikinci derece akrabaları, öğretmenleri, komşuları tarafından istismara uğradı. Kayıtlara intihar olarak geçen, fakat intihar olduğu belirsiz olan birçok kadın ölümü yaşandı. Şubat ayında kayıtlara doğal ölüm olarak geçmiş bir olayın kadın cinayeti olduğu, boşanmak isteyen bir kadının kocası tarafından dövülerek öldürüldüğü ortaya çıktı.
KADINLAR EN YAKINLARI TARAFINDAN KATLEDİLİYOR
- 19 yaşında öldürülen bir kadın 14 yaşında zorla evlendirilmişti. Evden ayrıldıktan sonra babası kadını ve sevgilisini öldürdü.
- Kocasından şiddet gören Leyla Laman, uzaklaştırma kararına rağmen eve girmeye çalışan kocası tutuklandıktan sonra 17 yaşındaki oğlu tarafından öldürüldü.
- Bir erkek kendisini elektrikçi olarak tanıtarak girdiği evdeki 84 yaşındaki kadını öldürdükten sonra, aynı şekilde başka bir eve giderek bir kadını taciz etti.
- Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hemşirelik yapan Hatice Çelik koruma kararı dilekçesi çantasındayken kocası tarafından balkondan atıldı. 16 gün yaşam mücadelesi veren Hatice, yaşamını yitirdi. Kocası ise Hatice’nin intihar ettiğini iddia etti.
2016 YILININ EN DİKKAT ÇEKEN OLAYLARI
Karaman istismar davası: Ensar Vakfı istismar skandalı Türkiye gündemine 12 Mart’ta Serbay Mansuroğlu imzasıyla yayımlanan “Karaman’da 45 erkek öğrenciye tecavüz!” haberiyle girdi. Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu Mezunları Derneğine (KAİMDER) ait evlerde kalan 9-10 yaşlarındaki çok sayıda çocuğun 2012-2015 yılları arasında Öğretmen Muharrem Büyüktürk tarafından istismara maruz kaldığı ortaya çıktı. 4 Mart 2016 tarihinde tutuklanan Muharrem Büyüktürk’ün “Çocuğa nitelikli cinsel istismar, hürriyeti tehdit, kasten yaralama ve görüntüler izletme’ suçlarından hakim karşısına çıkarılmasına karar verildi. Meslekten ihraç edilen Büyüktürk 508 yıl ceza aldı. Ensar Vakfının davanın hem mağduru, hem müdahili olması ise tepki çekerken, davanın genişletilmesi talebi reddedildi. Olayın duyulmasından sonra Ensar Vakfına gösterilen tepkiler üzerine Dönemin Bakanı , “Karaman’da ilk vaka ortaya çıkar çıkmaz hemen hukuki açıdan bakanlığımız müdahil oldu, bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz.” şeklinde açıklama yaptı.
Cansel Buse K. intiharı: Kayseri’de yaşayan 17 yaşındaki Lise Öğrencisi Cansel Buse K. 17 Şubat akşamı polis babasının beylik tabancasıyla başına ateş ederek intihar etti. Hastanede yaşamını yitiren Cansel’i intihara sürükleyen olayın öğretmeni tarafından uğradığı istismar olduğu ortaya çıktı. Cansel, okul yönetimine ve rehberlik öğretmenine durumu bildirmesine rağmen yönetim olayı kapatmaya çalıştı. Okul arkadaşı intiharından 2 gün önce Cansel’in kucağına bayılarak “Ben kendimi öldürecem, kaldıramıyorum.” diyerek ağladığını söyledi. İstismarda bulunan Matematik Öğretmeni Bayram Ö. istismarı kabul etmeyerek öğrencisinin rızasıyla birlikte olduklarını iddia etti. Bayram Ö. müstehcenlik suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Hande Kader: 6 Ağustos itibarıyla kendisinden haber alınamayan trans kadın Hande Kader’in cesedi 12 Ağustos’ta Zekeriyaköy’de yakılmış halde bulundu. 23 yaşında ve bedenini satarak para kazanan Hande Kader’in tecavüze uğradıktan sonra yakıldığı tespit edildi. Katili ise bulunamadı.
Ayşegül Terzi’nin darbedilmesi: Hemşire olarak çalışan Ayşegül Terzi 12 Eylül günü evine dönerken Çekmeköy’de bindiği otobüste tanımadığı bir kişi tarafından darbedildi. Ayşegül Terzi’ye tekme atan kişinin Abdullah Çakıroğlu olduğu belirlenirken olay kamuoyunda büyük ses getirdi. Yakalanıp ifadesi alınan Çakıroğlu’nun akıl hastası olduğu iddia edilirken serbest bırakıldı. Tepkiler üzerine tekrar gözaltına alınan Çakıroğlu halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ ile ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçlarından tutuklandı. Avukatlarının yaptığı itiraz üzerine Çakıroğlu daha sonra tekrar serbest bırakıldı.