Mardin'in Dargeçit ilçesinde 2-6 Kasım 1995 tarihleri arasında Dargeçit Jandarma Komutanlığı tarafından "Örgüte yardım etmek" iddiasıyla gözaltına alınıp katledilen Süleyman Seyhan (57), Abdurrahman Coşkun (21), Abdullah Coşkun (20), Mehmet Emin Aslan (19), Nedim Akyön (16), Seyhan Doğan (14), Davut Altınkaynak (13) ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 10 Haziran 2013'te Kızıltepe'nin Aysun (Tizlêrîn) köyünde kazı çalışması yapıldı.
Kazıda ulaşılan ve DNA testi ardından bir kısmının 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun'a ait olduğu Adli Tıp raporu ile kesinleşen kemikler, Kızıltepe Savcılığından sabah saatlerinde BDP il eş başkanı Reşat Kaymaz, BDP Nusaybin belediye eş başkan adayları Sara Kaya, Cengiz Kök, Barış anneleri inisiyatifi üyeleri, BDP Nusaybin belediye başkanı Ayşe Gökkan, Abdurrahman, Coşkun'un ailesi ve kalabalık bir kitle tarafından gözyaşları içerisinde alınarak onlarca araçlık konvoy eşliğinde Nusaybin ilçesine götürüldü.
Nusaybin girişinde bekleyen binlerce kişi tarafından ''şehid Namırın'' sloganları ile karşılanan cenaze konvoyu buradan Şirin bulvarına geldi.
Şirin bulvarında cenaze aracından indirilen Coşkunu’un PKK, YPG, KCK ve PKK lideri Abdullah Öcalan posterlerine sarılı tabutu yüzlerce kişi tarafından omuzlara alınarak ailesinin yaşadığı Dicle mahallesinde ki evine getirildi. ''Şehidé me rume ta me ne '' pankartı açan kitle, yol boyunca ''ey şehid xwina te lı erd namine'' ''Nusaybin uyuma şehidine sahip çık'' ''Katil T.C. hesap verecek'' sloganları attı.
Abdurrahman Coşkun'un fotoğrafları ile birlikte Kürt halk önderi Abdullah Öcalan posterleri, YPG, PK, KCK bayrakları da açan cenazeyi taşıyan kitleye güzergah boyunca balkon ve pencerelere çıkan yurttaşların alkış, slogan ve zılgıtlarla yoğun destek verdiği görüldü. Evde bir süre bekletildikten sonra dini vecibeleri yerine getirilmek üzere Şirin Bulvarında bulunan Nurullah camisine getirilen Coşkun'un cenazesi yine binlerce kişi tarafından alınarak Şehitler Mezarlığına doğru yürüyüşe geçildi.
Şehitler Mezarlığında cenazenin toprağa verilmesi ardından özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ve dualar okundu.
Daha sonra konuşmalara geçildi. ''Şehitlere sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum'' diyerek konuşmasına başlayan MEYA-DER Mardin Şube başkanı Yılmaz Eren, Ergenekon ve Hizbil-Kontra binlerce insanımızı katletti. Toplumun aydın, demokrat ve mücadele eden bireyleri katledildi.'' dedi.
Katillerin belli olduğunu aktaran BDP Mardin il eş başkanı Reşat Kaymaz, AKP ve öncesinde iktidarda olanların hiçbir şekilde bu cinayetlerin hesabını sormadığını hatırlattı. Kaymaz devamında şunları söyledi; ''Arkadaşlarımızı katleden dönemin Kerboran Jandarma komutanı Mehmet Tire şu anda Bodrum belediye başkanıdır. Bu cinayetlerin failleri bellidir.''
''KARDEŞİMİN VE BABAMIN FAİLLERİ BELLİDİR''
Kürt halkının şehidine sahip çıkmasını büyük bir memenuyiet işle karşıladığını ifade eden Abdurrahman Coşkun'un abisi Mehmet Coşkun, cinayetin faillerinin meçhul olmadığını söyledi. Coşkun, kardeşinin o günlerde evlerinin kapısı kırılarak gözaltına alındığına dikkat çekerek bu durumun faillerin meçhul olmadığını, kardeşinin açık bir şekilde gözaltın alınarak katledildiğini gösterdiğini savundu.
1993 yılında babası Ali Coşkun'un da devlet tarafından katledildiğini hatırlatan Mehmet Coşkun , ''Erdoğan ve dönemin Kerboran Jandarma komutanı Mehmet Tire'ye karşı mücadelemiz sürecektir'' diye konuştu.
Kardeşini tüm Kürdistan halkının şehidi olarak gördüğünü kaydeden Mehmet Coşkun, sözlerini şöyle noktaladı, ''Kürt halkı birlik olsun. Ancak o zaman şehitlerimize layık olabiliriz.
Cenaze töreni konuşmaların ardından atılan sloganlar ve okunan marşlarla sona erdi. / anf