Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aksaray’da Taşpınar Belediyesi tarafından Ankara- Taşpınar Beldesi yolu üzerine yapılan 4.5 kilometrelik yolun açılış törenine katıldı.
Açılışta konuşan Kılıçdaroğlu, demokrasi olan bir ülkede devleti yönetenlerin halka hesap vermesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Bütün bu paraları siz ödüyorsunuz, ama sizin ödediğiniz paralarla neler yapılıyor, siyasetçi bunun hesabını vatandaşa vermek zorunda. Siyasetçi bunun hesabını veriyorsa vatandaş da bunun hesabını soruyorsa, o ülkede demokrasi var demektir. Eğer vatandaş ödediği verginin hesabını soramıyorsa veya sormuyorsa o ülkede demokrasi yoktur.
“Demokrasi aksak yürür, doğru yürümez. Bütün büyük demokrasilerin özünde bu vardır. O açıdan belediye başkanımız bizim diğer belediye başkanlarımızın yaptığı gibi kullandığı parayı son kuruşuna kadar hesabını verir ve millete vermek zorundadır. Verdiği zaman belde halkına saygı göstermiş olur, belde halkı onu dinlemiş olur ve karşılıklı bir güven oluşur.
“Hesap verilmiyor”
“Şimdi Taşpınar’da bu oluyor da, acaba Türkiye’de oluyor mu? Ülkeyi yönetenler, yani başbakanlık koltuğunda oturanlar, sizin, hepinizin ödediği vergileri nerelere harcıyorlar. Bunun hesabı veriliyor mu?
“Bunun hesabı verilmiyor. Demek ki ilk soracağımız soru demokraside ‘ben vatandaş olarak vergi veriyorum, ey hükümet sende bunun hesabını vereceksin’. Vatandaşa hesap vermek, vatandaşa duyulması gereken saygının gereğidir.
“50 binin üzerinde insanın işine son verildi”
“Milli irade dedik. Ama bugün 50 binin üzerinde insanın işine son verilmiş vaziyette. Öyle ki, Şanlıurfa’da 3 kadın, basın toplantısı yapıyor. ‘Kocalarımızı işlerinden atıyorlar. Maaşlarını kestiler. Lojmanda oturuyorduk, oradan da attılar. Kimse bize ev vermiyor, biz nerede kalacağız?’.
“Suç kişiseldir”
“Şimdi elimizi vicdanımıza koyup düşünmemiz lazım. Suç kişiseldir. Birisi suç işliyorsa götürürsün, yargın önüne çıkarırsın adalet içinde cezası verilir veya beraat eder. Ama bir kişi suç işledi diye bütün aileyi, bütün akrabaları alıp hapse atmak, işine son vermek, aşından, ekmeğinden etmek doğru değil.
“Hükümet olanlar, ülkeye huzur getirmek zorunda”
“Darbelerden en büyük zarar gören bir partinin genel başkanı olarak söylüyorum. Bu ülkenin huzura ihtiyacı var. Bu ülkenin barışa ihtiyacı var. Bu ülkede birlikte yaşıyoruz. Kimsenin inancına, kimliğine, yaşam tarzı ile bir sorunumuz yok. Aynı havayı teneffüs ediyoruz. Bu güzellikleri hepimiz birlikte yaşamak istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Dolayısıyla devleti yönetenler, yani hükümet olanlar, ülkeye huzur getirmek zorundadırlar.
“Bu işin sorumlusu ülkeyi yönetenler”
“14 yıldır eğer ki bir ülke böyle yönetiliyorsa, bu işin sorumlusu kimdir. Sorumlusu Taşpınar mı? Sorumlusu sizin belediye başkanınız mı? Sorumlusu vatandaş mı? İşçi mi? Bu işin sorumlusu ülkeyi yönetenler.
“Bütün dünyanın bildiği ve bütün dünyada uygulanan yöntem budur. Ülkeyi yöneten ülkenin bütün olaylarından sorumludur.
“Şimdi biz her seferinde soluğu bir başka yerde alıyoruz. Bu da bizim ikinci yanlışımız. Ülkeyi yöneteni bırakıyoruz, başka bir yerde başka bir sorumlu arıyoruz.
“Kim tutuklandı, kim serbest kaldı belli değil”
“Şimdi at izi it izine karıştı. Ülkede kim tutuklandı, kim serbest kaldı belli değil, o anlama geliyor.
“Sanki ülkeyi başkaları yönetiyor”
“İyi de sorumlusu kim? Sanki ülkeyi başkaları yönetiyor, onlarda bu işin sorumlusunu arıyorlar. Sorumlu ülkeyi yönetendir. Düşünmeye, sorgulamaya ihtiyacımız var. Bunu yaptığımız zaman sandığa giderken bilinçli oy kullanmış oluruz.”