AP’de 10-11 Aralık tarihleri arasında yapılan 11’inci Uluslararası Kürt Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Güney Afrikalı din insanı Desmond Tutu ve Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Scultz’un yazılı bir mesaj gönderdiği belirtilen sonuç bildirgesinde Türkiye, Avrupa ve ABD’den gazeteciler, akademisyenler, politikacıların Türkiye’de Kürt sorununun çözümü konusunu ele aldığı vurgulandı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin Kürt sorunun çözümünü olumlu etkileyeceği yönünde tespitlerin yapıldığı belirtilen sonuç bildirgesinde, “Şu andaki çözüm süreci bir çıkmazla karşı karşıya olma ihtimali var” denildi. Konferansın çözüm sürecinde karşılaşılan engellerin kısa sürede aşılabileceği ve barışın müzakere edilebileceğini de vurguladı.
‘ÖCALAN’IN BARIŞ VE DEMOKRATİK MÜZAKERE PORJESİ TEMEL ALINMALI’
“Türkiye’de yaşayan Kürtler ve diğer halkların Erdoğan ve Öcalan arasında yürütülecek gerçek müzakerelere ihtiyacı var” denilen sonuç bildirgesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarafından hazırlanan “Barış ve Demokratik müzakere” projesinin gerçek müzakereler için temel alınması gerektiği ifade edildi.
Barış sürecine girildiği zaman izleyici ve kolaylaştırıcı rolünde kesimlerin devreye girmesi gerektiği de vurgulanan sonuç bildirgesinde, “Bir izleme komitesinin oluşturulması gerekiyor” denildi.
‘ÖCALAN’IN ŞARTLARI DÜZELTİLMELİ, EKİBİNİ YÖNETME ÖZGÜRLÜĞÜ OLMALI’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın şartlarının düzeltilmesi için hukuki alt yapının hazırlanması gerektiği de ifade edilen sonuç bildirgesi “Öcalan’ın müzakere ekibini kurma ve onları yönetme özgürlüğü olmalı” diye devam etti.
Çözümün yasal ve anayasal garanti altına alması gerektiği de belirtilen sonuç bildirgesinde Türkiye’nin hala 12 Eylül askeri darbesi anayasası ile yönetildiği de kaydedildi. Demokratik sürece herkesin dahil olması için genel bir affın ilan edilmesi gerektiği de kaydedilen sonuç bildirgesinde, AB ve ABD’den de bir dizi talepte bulunuldu. AB’nin ve ABD’nin çözüm sürecine desteğini net bir şekilde ortaya koyması gerektiği kaydedilen sonuç bildirgesinde, müzakerelerin sonuç alıcı bir şekilde devam etmesi için PKK’nin ‘terör örgütleri’ listesinden çıkarılması gerektiği de belirtildi.
‘PKK TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNDEN ÇIKARILMALI’
PKK’nin ‘terör örgütleri’ listesinde olmasının, Fransa’da 9 Ocak 2013’te gerçekleştirilen katliamda Türkiye’nin sorumluluğunu açığa çıkarmasını engellediği de vurgulandı.
PKK’nin DAİŞ çetelerinin 3 Ağustos’taki saldırılarına karşı yürüttüğü mücadelenin, Avrupa genelinde Kürtlerin kriminalize edilmesi politikasından vaz geçilmesi gerektiğini tamamen açığa çıkardığı da kaydedildi.
KOBANÊ
Sonuç bildirgesinde Kobanê’de ayrı bir başlık olarak yer aldı. Rojava’da kurulan demokratik özerklik sisteminin Ortadoğu için gerçek bir alternatif olduğu kaydedilen sonuç bildirgesinde, “Ulus devlet sisteminin ötesinde, bütün kesimlerin temsil edildiği bir sistem oluşturulmuş” denildi. Rojava devriminde kadının oynadığı role de sonuç bildirgesinde dikkat çekildi.
Kobanê’nin 15 Eylül’den bu yana DAİŞ çetelerinin saldırısına karşı direndiği de kaydedilen sonuç bildirgesinde PKK’nin DAİŞ’e karşı yürüttüğü mücadele sonucunda sadece Şengal ve Kobanê’de on binlerce kişinin hayatının kurtarılmadığı, DAİŞ çetelerinin ilerlemesinin de durdurulduğu belirtildi.
Kobanê direnişinin ve özellikle kadınların direnişin dünyaya esin kaynağı olduğuna da yer verilen sonuç bildirgesinde, “Kobanê halkı ile dayanışma kesilmedi, bütün dünyada yayılıyor. Kobanê’deki Kürtler yalnız olmadıklarının bilincindedirler. Ancak politik tanınma ve desteğe ihtiyaçları var” denildi.
Konferans Rojava üzerindeki ambargonun kaldırılması, insani yardımların yapılması gerektiğini de belirtti. Ayrıca Êzîdîlerin yaşadığı kamplara da yardımların gerekliliğinin altı çizildi.
‘AB KOBANÊ’DEKİ DERNEKLERE YARDIM ETMELİ’
AB’nin Kobanê kenti ve kantonunda yer alan derneklere acil bir şekilde yardımda bulunması gerektiği de belirtilen sonuç bildirgesinde, “BM Güvenlik Konseyi’nin daimi 5 üyesinin de acil bir şekilde tedbir almasını talep ediyoruz” denildi.
Kobanê için acil bir koridorun Türkiye tarafından açılması, insani ve sağlık ihtiyaçlarının sağlanması gerektiğini vurguladı.
‘1 KASIM DÜNYA KOBANÊ GÜNÜ OLARAK İLAN EDİLSİN’
Rojava’daki kantonal sistemin Suriye tarafından acil bir şekilde, kantonlarda yaşayan halkların talepleri temelinde kabul edilmesinin öneminin de altının çizildiği sonuç bildirgesinde, uluslararası topluluğun BM Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen DAİŞ’e karşı tedbirlerin alınmasını ön gören 2170 Nolu çözüm önerisinin hayata geçirilmesini takip etmesi gerektiğini de kaydetti.
Böylece DAİŞ üyelerinin Türkiye-Suriye sınırından geçerek Kobanê’ye yönelik saldırılarını engelleyebileceği de vurgulanıyor.
Konferans katılımcıları, uluslararası topluluğa 1 Kasım’ı “Dünya Kobanê Günü” ilan etmesini de talep etti.