Öğretmen sürgünlerinin yaşandığı diğer iller ise Van ve Mardin. Van Eğitim Sen Şube Mali Sekreteri Fuat Özdemir, şu an sadece İpekyolu ilçesinde 47 öğretmenin sürgün edildiğini söyleyerek bu sayının 100’ü geçebileceğini belirtiyor. Mardin Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Bozan ise Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bilgi almak için gittiklerini fakat bilgi alamadıklarını ifade ederek şu an Mardin il ve ilçelerinden 70 öğretmenin sürgün edildiğini aktarıyor.
SÜRGÜN SAYISI 934: ÖĞRETMENLER NEDEN SÜRGÜN EDİLDİ?
Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep, Tunceli, Elazığ, Mardin ve Van’ın İpekyolu ilçesinde toplam 934 öğretmen sürgün edildi. Dün akşam sürgün edildiklerini öğrenen öğretmenlerin birçoğu sürgün kararını WhatsApp gruplarından ya da okul müdürlüklerinden öğrendiklerini söylüyor.
Peki bu öğretmenler neden sürgün edildi? Çoğu geçtiğimiz Eylül ayında KHK’larla açığa alındıktan sonra göreve iadesi gerçekleştirilen 11 bin 285 öğretmenden bazıları… Önce açığa alınıp daha sonra göreve iadesi gerçekleştirilen öğretmenlerin açığa alınma gerekçeleri ise 29 Aralık sokağa çıkma yasağı protestosuna ve 10 Ekim Ankara Katliamı sonrası 2 günlük iş bırakma eylemlerine katılmalarıydı.
‘SÜRGÜN EDİLDİKLERİ İLLER BELLİ AMA…’
Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri İsmail Sağdıç, sürgün edilen öğretmenlerin sürgün edildikleri illerin belli olduğunu fakat öğretmenlerin hangi ilçelere ve okullara sürgün edildiklerinin belli olmadığını söylüyor. Sağdıç, sürgünlerin idari işlemlere aykırı olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Çünkü il emri atamaları sadece özür grubundaki atamalarda yapılır. Bunun dışında öğretmenlerin yer değişikliği ve tayininde mutlaka nokta tayini olur. Yani öğretmenlerin hangi ilçenin hangi okuluna verildikleri açıklanır. Bu da gösteriyor ki bu sürgünleri bir şeye yetiştirmek için yani tabiri caizse yangından mal kaçırır gibi bir işlemle bayram öncesinden gerçekleştirdiler. Sürgün edilen arkadaşlarımızın çoğu 29 Aralık ve 10 Ekim Katliamı için gerçekleştirdiğimiz eylemlere katıldıkları için önce açığa alındı, sonra iadesi gerçekleştirilip sürgün edildi. Fakat arkadaşlarımızın soruşturmaları tamamlandı ve çeşitli cezalar aldılar. Bu konuyla ilgili mahkemelere başvurduk. Şimdi de bu sürgünleri güya ceza alarak vermiyorlarmış idari tedbirmiş.”
‘HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATIYORUZ’
“Öğretmen sürgünleri eğitimin temel ilkeleri bakımından anlaşılır bir şey değil” diyen Sağdıç, sürgün kararına ilişkin hukuki süreci başlatacaklarını belirterek şunları ekledi, “Arkadaşlarımız 2 yıldır kendi okullarında verimli bir şekilde çalışıyorlar. Ayrıca aynı eylemlerde Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na meslekten çıkartmayla ilgili dosyalar vardı. Son dönemde bin 371 kişiyi Milli Eğitim Bakanlığı, ‘Hayır böyle bir ceza verilemez. Bir daha değerlendirilsin’ diye illerine geri gönderdi. 29 Aralık eylemimizin sendikal bir eylem olduğu mahkemelerde kabul edildi. Şimdi buna ‘yer değişikliği’ diyorlar. Bizce kesinlikle sürgün. Bu sürgünler hukuk, Danıştay ve AİHM kararlarına aykırıdır. Yapılan bu iş art niyetli. Yeniden başka şeyleri gizlemek ve başka tartışmaların önüne geçmek için Eğitim Senli öğretmenler bu bayram kurban edildi. Sürgün kararları arkadaşlarımıza tebliğ edildikten sonra idari mahkemelere başvurarak süreci başlatacağız. Şu an hukukçu arkadaşlarımızla konuyu tartışıyoruz.”
‘GÖREV YAPACAKLARI YERLERDE SALDIRIYA UĞRAYABİLİRLER’
Eğitim-Sen Diyarbakır 1 Nolu Şubesi de zorunlu yer değişikliğine tepki gösterdi. 264 öğretmenin yerinin değiştiğine vurgu yapan Şube Başkanı Abbas Şahin, öğretmenlerin görev yapacakları yerlerde saldırıya uğrayabilecekleri kaygısını taşıdıklarını söyledi. Diyarbakır’ın yanı sıra bölge genelinde bin dolayında öğretmenin görev yerlerinin değiştiğini anlatan Abbas, şöyle konuştu: “2008 yılından bu yana yürürlüğe koymak isteyip bir türlü yürürlüğe koyamadıkları rotasyon uygulamasından net bir şekilde anlıyoruz ki; aslında bu çok önceleri hazırlanmış bir planın ilk adımıydı. Çünkü rotasyon, şark ıslahat planının, yani sürgün ve göçertmenin günümüzdeki maskeleşmiş adı olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada görev yapan öğretmenler buranın kimliğini, dokusunu sağlayan emekçilerdir. Öğretmenlerin gönderildiği bölgelerde ırkçı söylemlerin artacağını düşünüyoruz. Biz bu konuda uyarıyoruz, orada bir arkadaşımızın burnu bile kanadığında sarayın, başbakanın ve bakanların parmağının olduğunu her zaman söyleyeceğiz”
HDP: KARAR SİYASİ VE HUKUKSUZ
Halkların Demokrat Partisi de konuya ilişkin bir açıklama yaptı. “Milli Eğitim Bakanlığı bir ceza infaz kurumu gibi hareket ederek, eğitim emekçilerini sürgüne gönderirken, evli olanların ailelerini parçalamaktan da geri durmamıştır” diyen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli’nin yaptığı açıklamada, “Bu siyasi karar hem hukuksuzdur hem de sadece eğitim emekçilerine yönelik bir hak gaspı değildir. Aynı zamanda sendikal faaliyetlere, örgütlenme hakkına da yönelik ağır bir saldırıdır. İktidar yandaşı olmayan sendikalarda örgütlü olanlara yönelik ağır bir gözdağıdır. AKP iktidarı, eğitim emekçilerinin ve sendikalarının emek, eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi ve adalet mücadelesinden rahatsızlık duymaktadır” denildi. / DUVAR