KCK Eşbaşkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, Kobani’de son iki haftadır şiddetlenen saldırılar konusunda sert uyarılarda bulundu.
KCK, AKP iktidarı ile Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) anlaştığını belirterek, bu anlaşma temelinde Musul’da kaçırılan Türk konsolosunun serbest bırakılmak istendiğini söyledi.
KCK açıklamasında her ikisinin ortak stratejisinin Rojava devrimini tasfiye etmek olduğunun altını çizerken, Kürt gençleri, kızları ve oğullarının buna nasıl sesiz ve tepkisiz kalmaması gerektiğini vurguladı. AKP hükümetini uyaran KCK, “AKP devleti, ya İŞİD’i destekler ya da sürecin ruhuna uygun hareket eder” dedi.
KCK’nin açıklamsı şöyle:
“Rojava devrimi, tüm Kürdistan'ın devrimidir. Kobani, Rojava devriminin kalbidir. Kobani’ye saldıran İŞİD çeteleri ve arkasındaki güçler, tüm Kürdistan halkına saldırıyorlar demektir. Bunun karşılığı, başta Kuzey Kürdistan olmak üzere Kürdistan'ın dört parçasındaki halkımızın ve yurtdışında ki Kürtlerin yek vücut olup Kobani direnişine sahip çıkmasıdır.
Kobani’de halkımız yaşlı, genç, kadın demeden, yediden yetmişe topyekun direnmektedir. Bu onurlu ve kahramanca geliştirilen direnişin iradesi kırılmak istenmektedir.
Kobani direnişinin şahsında, gün, gerçekten onur ve namus günüdür. Kürt halkı, onurlu ve direngen bir halktır. Zalimlere asla boyun eğmeyecek ve sonuna denk direnecektir.
Kobani’de halkımıza karşı geliştirilen vahşi saldırılar ve halkımızın gösterdiği görkemli direniş karşısında sesiz kalanlar, yurtsever olamazlar. Bugün direnişin, yurtseverliğin ve onurun Kıblesi, Kobani’dir. Tüm Kürtler yönünü Kobani’ye çevrilmelidir, bizzat direnişte yer alarak maddi, manevi, her düzeyde devrimi sahiplenmelidirler.
İŞİD çeteleri, Irak ve Türkiye sınırından geçişler yaparak halkımıza saldırmaktadır. İŞİD’e, kapılarını açan ve Rojava'ya geçişlerini sağlayanlar, Rojava halkımıza, dolaysıyla tüm Kürt halkına karşı açıkça düşmanlık içindedirler. Aynı şekilde Tıl Koçer kapısını kapatanlar da, neye ve hangi güçlere hizmet etiklerini, bu tutumlarıyla Kobani’deki direnişçi iradenin kırılmasına, halkımızın katledilmesine ve acı çekmesine katkı yaptıklarını bilmelidirler.
Türk devleti, İŞİD’e kapılarını açmaktan, İŞİD çetelerine Rojava'ya geçişleri sağlamaktan ve İŞİD’i Kobani halkına saldırtmaktan derhal vazgeçmelidir. Burada kirli ve tehlikeli bir plan vardır. İŞİD ile AKP devleti anlaşmıştır. Kobani’nin düşürülmesi ve Rojava devriminin tasfiyesi her ikisinin de ortak stratejisidir. Bununla birlikte böyle bir anlaşma temelinde Musul’daki Türk elçilik görevlilerinin serbest bırakılması hedeflenmektedir. Halkımız, yurtsever Kürt gençliği ve Rojava devriminin dostları bunu bilmelidirler.
AKP devleti, Urfa, Ceylanpınar, Birecik ve Suruç’daki halkımızın gözleri önünde İŞİD çete örgütünü açıkça Rojava'ya saldırtırken, Kürt gençleri, kızları ve oğulları buna nasıl sesiz ve tepkisiz kalabilirler? Sınırı her gün ihlal eden ve çetelerin geçişlerine imkan sunan bizzat AKP devletidir. Kürt gençleri hangi sınır engelline takılıp Rojava'ya geçmez; halkının yanında, direnişteki yerini almazlar. Ortada söz konusu olan sınır değil, bir halkın iradesi ve özürlüğüdür. Bunun önünde sınır da olsa hiçbir engel tanınmamalıdır.
Rojava devrimine ve Kobani’ye yönelik saldırılar, AKP devleti eliyle kuzeyden örgütlendirilmektedir. Kuzeydeki halkımız ve direnişçi Kürdistan gençliği de “ Rojava devrimi, kuzeyin devrimidir “ diyerek, Kobani’deki direnişe katılmalıdır. Kürt siyasetçileri, demokratik halk siyasetçileri, diplomatları, vekilleri herkes seferber olmalıdır.
AKP’yi uyarıyoruz; AKP devleti, üç maymunlara oynama siyasetini terk etmek durumundadır. Kuzeyde çözüm süreci, Rojava'da İŞİD’i destekleme politikaları bir arada olamaz. Kürt halkı ve hareketimiz de bunu kabul etmez. AKP devleti, ya İŞİD’i destekler ya da sürecin ruhuna uygun hareket eder. Aksi takdirde Rojava’daki devrimin Kuzeye, kuzeydeki devriminde Rojava'ya sıçraması kaçınılmazdır ve bunun önünde hiçbir güç duramaz.” / anf