Ürdün her ne kadar kadın hakları için olumlu adımlar atıyor gibi gözüküyorsa da takriben altmış yıllık bir geçmişi olan bir yasa bu açılımlara gölge düşürüyor. Söz konusu kanun maddesine göre kadınlar, ” Namus cinayetlerinden korunmaları için” süresiz olarak cezaevine konulabiliyor.
Misillemeye maruz kalmaktan korktuğu için gerçek adını açıklamak istemeyen Fatıma’nın babası küçük kızı evlilik dışı bir ilişkiden hamile kalınca iki kızını birden cezalandırmaya karar veriyor. Fatıma, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Babamlar kardeşimi vurduklarında hemen öldü. Benim üstüme geldiklerinde komşular polise haber verdi.” Polis gelip Fatıma’yı kurtardığı zaman genç kadın önce altı ila yedi ay hastanede yatıyor, sonra da 22 yıl cezaevinde kalıyor. Diğer kadın mahkumlardan da şiddet gördüğünü söyleyen Fatıma cezaevinde narkotik, fuhuş, hırsızlık gibi adi suçlardan yatan mahkumlarla aynı koğuşa konulduğunu söylüyor.
‘HAYATINIZ BİTİYOR, GENÇLİĞİNİZ BİTİYOR’
Fatıma hapishane yıllarını ise “hayatınız bitiyor. Gençliğiniz bitiyor. Dünyada istediğin her şey bitiyor” sözleriyle tanımlıyor. Fatıma bugün bir hayır kurumu tarafından işletilen bir sığınma evinde yaşıyor.
Gerçek ismini vermek istemeyen bir başka kadın, 32 yaşındaki Rehab, kendisine şiddet uygulayan kocasından boşandıktan sonra hapiste yedi ay yatmış. Rehab, “Hapiste kendilerini merdivenlerden atanlara, bileklerini kesebilmek için lavaboları kıranlara, birbirlerini boğarak öldürmeye çalışanlara” şahitlik ettiğini anlatıyor.
1700 KADIN ‘KORUMA KANUNU YÜZÜNDEN CEZAEVİNDE
Ürdün’de hapishanelerde kalan kadın mahkumların yüzde 65’i (1700 kişi) bu 60 yıllık yasa sebebiyle içeride yatıyorlar. Resmi kayıtlar açıklanmıyor ama ülkedeki kadın hakları aktivistleri 2016 yılında en az 42 kadının öldürüldüğünü söylüyor. ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) ise kadınlara yönelik yılda ortalama 15 20 tane cinayet işlendiğini ifade ediyor. Çok sayıda kadın cezaevinden sadece evlenerek kurtulabiliyor. (Reuters)