Abdülaziz, Kaşıkçı ile 400’den fazla mesajlaşmasını CNN International ile paylaştı. Ses kayıtları, fotoğraflar ve videolar da içeren yazışmalarda Kaşıkçı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman hakkında lafını sakınmıyor. Genelde ‘MBS’ diye andığı Selman’ı bazen ‘canavar’, bazen de yoluna çıkan her şeyi yutacak bir ‘Pac-Man’ olarak tasvir ediyor.
‘PRENSİN AKLI MANTIKLA ANALİZ EDİLEMEZ’
Söz gelimi Kaşıkçı, mayıs ayında ülkesinde bir grup aktivistin tutuklanması sonrasında şu mesajı yazmış: “Tutuklamalar meşru değil ve (mantığa göre) onun da işine yaramaz. Fakat tiranlığın mantığı yoktur, o da gücü, baskıyı ve bunların gösterişini yapmayı seviyor. Sanki canavar bir ‘pac-man’ gibi; kurbanlarını yedikçe daha fazlasını istiyor. Baskının onu alkışlayanlara bile uzanması beni şaşırtmaz” diyor. Abdülaziz, veliaht prensin kral olduğunda bu kişileri merhamet göstermiş olmak için serbest bırakıp bırakmayacağını sorguluyor; Kaşıkçı ise “Mantık böyle söyler ama bu adamın aklını analiz etmek konusunda artık mantığa güvenmiyorum” yanıtını veriyor.
KAŞIKÇI ‘ELEKTRONİK ORDU’ İÇİN ÖDEME YAPMIŞ
Mesajlaşmalar, Kaşıkçı ile Abdülaziz’in Suudi devletinden hesap soracak bir gençlik hareketi kurmak istediğini de ortaya koyuyor. İkili Ekim 2017-Ağustos 2018 arasında, neredeyse her gün WhatsApp üzerinden yazışarak, sosyal medyadaki Suudi devlet propagandasını ve insan hakları ihlallerini ifşa edecek ‘elektronik bir gençlik ordusu’ kurmayı planlamış. Kaşıkçı ilk etapta 30 bin dolar vermeyi, ardından da bağışçı bulmayı vaat etmiş. İkili, ülke içindeki muhaliflere yabancı ülkelere kayıtlı SIM kartları yollayarak Twitter üzerinden muhalefet yapmayı da planlamışlar. Hatta Kaşıkçı 5 bin dolarlık ilk ödemeyi yapmış, Abdülaziz de sosyal medyada gruplar oluşturmaya başlamış.
‘ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN’
Fakat Abdülaziz, telefonunun ağustos ayında Suudi yetkililer tarafından hacklenmiş olabileceğini düşünüyor. Zira, Suud yetkililerin muhalif projeden haberdar olduğu bilgisi kendisine iletilmiş. Bunu WhatsApp’ta Kaşıkçı’ya söylediğinde, Kaşıkçı “Allah yardımcımız olsun” yanıtını vermiş.
İSRAİL ŞİRKETİNE DAVA AÇTI
“Çok üzgünüm ama telefonumun hacklenmesi Cemal’in başına gelenler konusunda büyük bir rol oynadı. Suçluluk hissi beni öldürecek” diyen Abdülaziz, telefonuna Pegasus adlı bir casus yazılım yerleştirildiğini söyleyerek İsrailli NSO Group’a, uluslararası hukuku ihlal etme suçlamasıyla İsrail’de dava açtı. Abdulaziz, Suudi Arabistan hükümetinin bu yazılım sayesinde Kaşıkçı ile kurduğu temasları takip ettiğini de savundu.
ABDÜLAZİZ DE ELÇİLİĞE ÇAĞRILMIŞ, KAŞIKÇI ENGELLEMİŞ
Abdülaziz’in ses kayıtları ile desteklediği bir iddiası daha var. Mahkemeye sunduğu belgelerde, mayıs ayında Suudi hükümetinin gönderdiği iki aracı ile Montreal’de biraraya geldiğini söylüyor. Suudi aktivist, bu kişilerle beş gün içinde yaptığı 10 saatlik konuşmaları kaydetmiş. CNN’le paylaştığı ses kayıtlarında, isimlerinin Abdullak ile Malek olduğunu söyleyen bu iki kişi kendilerini bizzat Muhammed bin Selman’ın gönderdiğini, veliaht prensin Abdülaziz’i Twitter’da izlediğini ve ona bir iş teklif ettiğini söylüyor. “Sana Muhammed bin Selman’dan bir mesaj ve onun garantisini getirdik” diyen adamlar, Abdülaziz’i bazı belgeleri almak için Suudi Büyükelçiliği’ne çağırıyor.
Abdülaziz, elçiliğe bizzat Kaşıkçı’nın tavsiyesi üzerine gitmemiş; “Bana gitmememi ve onlarla sadece kamusal alanda biraraya gelmemi söyledi” diyor. (Dış Haberler)